MENFİ TESPİT DAVASI NEDİR?

Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı iddia edilen dava konusu alacağın olmadığına ilişkin açılan dava türüdür. Bu dava ancak borç ödenmeden açılabilir. Borç ödendikten sonra açılan davaya ise istirdat davası denir.

Davacı, bu dava ile davalının iddia ettiği hukuki ilişkinin olmadığının tespit edilmesi amacını taşır. Bu dava icra takibi yapılmadan öncede açılabilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası, takip borçlusunun açacağı menfi tespit davası ya da üçüncü kişilere gönderilen haciz ihbarnamesi (İİK md. 89) nedeniyle üçüncü kişiler tarafından açılan menfi tespit davası olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dava takip alacaklısına karşı açılmalıdır.

+İstanbul BAM 16. HD., 2015/376 E., 2017/481 K. ‘…Somut olayda dava, [b]takip alacaklısına karşı açılmıştır. İİK’nun 89.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasının davalısı takip alacaklısıdır. Ancak takip alacaklısı yanında takip borçlusunun davalı gösterilmesinde de usule aykırılık bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13/12/1995 gün, 19-629/1080 Sayılı kararı da bu yöndedir…’

Menfi tespit davası genel hükümlere tabi olup kısmi olarak açılamaz.

İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasında üçüncü kişinin davanın takipten önce açılmasında hukuki yararının bulunması gerekir. Hukuki yarar davanın açıldığı anda var olmalıdır.

Üçüncü kişiler tarafından açılacak menfi tespit davası maktu harca tabi olup ispat yükü davacıdadır. Üçüncü şahıs takip borçlusuna borcu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispatlamak zorundadır.

Dava üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde açılmalıdır. Süre hak düşürücü süre olup mahkeme tarafından re’sen dikkate alınır.

MENFİ TESPİT DAVASININ AÇILMASIYLA İCRA İŞLEMLERİNE DEVAM EDİLEBİLİR Mİ?

İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasında, İcra ve İflas Kanunun 72/2. maddesi uyarınca menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise İcra ve İflas Kanunun 89/3. maddesi uyarınca üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur.

+Yargıtay 12. HD., 2012/26933 E., 2018/376 K. ‘…Somut olayda, şikayetçiye gönderilen, 89/3 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 02.04.2015 olarak düzeltildiği, şikayetçinin ise, takip alacaklıları aleyhine 06.04.2015 tarihinde … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/683 E. sayılı dosyasında menfi tespit davası açtığını 07.04.2015 tarihinde İcra Müdürlüğü’ne bildirdiği görülmüştür. 

Bu durumda, İİK’nun 89/3. maddesi uyarınca, 3. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihine göre şikayetçi …. Ltd. Şti. tarafından süresi içerisinde menfi tespit davası açılıp davanın açıldığının takip dosyasına bildirildiğine göre menfi tespit davası neticesinde verilen karar kesinleşene kadar takibin durdurulması gerektiğinden, takibin devamı ile şikayetçi aleyhine haciz işlemi yapılması yasanın açık hükmüne aykırılık teşkil etmekte olup, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir…’

Menfi tespit davasının reddi ile birlikte kararın kesinleşmesi beklenilmeden tedbir kararı kendiliğinden kalkar ve icra takibi kaldığı yerden devam eder. Menfi tespit davasının reddi kararını istinaf/temyiz eden borçlu icranın geri bırakılmasını isteyemez. 

MENFİ TESPİT DAVASINDA YARGILAMA GİDERLERİNE HÜKMEDİLİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Davanın kabulü halinde üçüncü kişi zimmetinde sayılan borcu ödemekten kurtulur. Menfi tespit davasının kabulü halinde kural olarak üçüncü kişi olan davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunmaz zira davacı birinci haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz etmeyerek davanın açılmasına kendisi sebebiyet vermiştir.

Birinci haciz ihbarnamesine süresinde yapılan itiraza rağmen yasaya aykırı olarak ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiği durumlarda davanın kabulü halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulması gerekir.

Davanın kabulü halinde davacı lehine ayrıca tazminata hükmedilmez.

Davanın reddi halinde ise üçüncü kişi zimmetinde sayılan borcu ve davalı lehine hükmedilen yargılama gideri ile nispi vekalet ücretini ödemek zorundadır.

Davanın reddi halinde ayrıca davalı lehine alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilir. Bu tazminata hükmedebilmek için talebe gerek yoktur mahkemece re’sen hükmedilmelidir.

Davanın reddi halinde kararın kesinleşmesine kadar borçlu borcu ödemeye zorlanamaz.

+Yargıtay 19. HD., 2007/1102 E., 2007/2872 K. ‘…Davacı üçüncü şahsın açtığı menfi tespit davası reddedildiğine göre İİK’nun 89/3 maddesi uyarınca mahkemece, dava konusu şeyin %40’ından (Şu an %20) aşağı olmamak üzere davalı takip alacaklısı lehine tazminata karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir…’

MENFİ TESPİT DAVASININ REDDİ HALİNDE ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN HAKLARI NELERDİR?

Davanın reddi halinde üçüncü kişi takip borçlusu aleyhine sebepsiz zenginleşme davası açabilir. Menfi tespit davasının kaybedilmiş olması o davada taraf olmayan takip borçlusu yönünden kesin hüküm teşkil etmez.

MENFİ TESPİT DAVALARINDA DAVACI VE DAVALI KİMLERDİR?

İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında davacı, borç ile tehdit edilen kişidir. Davalı ise davacıyı borç ile tehdit eden kişidir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında davacı, takip borçlusu veya 89/3 uyarınca üçüncü kişidir. Davalı ise takip alacaklısıdır.

MENFİ TESPİT DAVALARINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

Mahkemelerin görevi dava konusuna göre belirlenir. Menfi tespit davasına konu alacak hangi mahkemenin görev alanında ise davanın da o mahkemede açılması gerekir. Örneğin, icra takibinin konusu alacak iş mahkemesinin görevi alanında ise davanın iş mahkemelerinde, tüketici mahkemelerinin görevinde ise tüketici mahkemelerinde açılması gerekir. Bu nedenle icra takibine konu alacağın konusu önemlidir.

Uygulamada en çok yapılan hatalardan biri ise icra mahkemelerinde davanın açılmasıdır. İcra mahkemelerinde menfi tespit davası açılamaz.

Genel yetkili mahkeme ise üçüncü kişinin yerleşim yeri veya icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir.