CEZA HUKUKU

Türk Ceza Kanunu’nda tanımlanmış tüm suçlar ile ilgili soruşturma ve kovuşturma aşamalarının takibi, ifade ve sorguda iştirak, fikri ve sınai haklar mevzuatından kaynaklanan ekonomik suçlar ile ilgili uyuşmazlıklar ve cezai yaptırım riski taşıyan tüm iş ve işlemlere ilişkin danışmanlık ve avukatlık.

  • Ağır ceza mahkemesinin görevi kapsamındaki davalar,
  • Asliye ceza mahkemesinin görevi kapsamındaki davalar,
  • Sulh ceza hakimliği görevi kapsamındaki itirazlar, talepler ve diğer işlemler,
  • İstinaf ve temyiz başvurularının yapılması,
  • Koruma tedbirleri nedeniyle tazminata ilişkin ağır ceza mahkemelerinin görevli olduğu davalar,
  • Soruşturma ve kovuşturma aşamalarının tamamında mağdur vekilliği, şüpheli veya sanık müdafiliği,
  • İnfaz aşamasındaki iş ve işlemlerin takibi, buna ilişkin başvuruların yapılması, takibi
  • Tutuklama, yakalama, arama, el koyma vd. tedbirlere ilişkin itirazları sunulması,

Ceza avukatı, Türk Ceza Kanunu ve özel kanunlarda düzenlenen uyuşmazlıklarından kaynaklı davalara giren avukatlara halk arasında verilen isimdir.

Yasalarda ceza avukatı veya ağır ceza avukatı gibi bir düzenleme olmayıp, halk arasında boşanma avukatı tabirinin zaman içerisinde sık kullanımına bağlı olarak böyle bir kullanım ortaya çıkmıştır.

Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.

Ceza davaları sürecinin teknik ve hukuki bilgiyi gerektirmesi nedeniyle işin teknik kısmını bilen ve bu davalara bakan bir ceza avukatı veya halk tabiri olan ağır ceza avukatı ile sürecin devamı tarafların lehine olacaktır.

Türk Ceza Kanunun 2. maddesi uyarınca; Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

Bu nedenle kanunda cezai karşılığı olmayan bir fiilin ve bu kapsamda suçun işlenildiği gerekçesiyle ceza verilmesi mümkün değildir.

Önemli olan ve dikkat edilmesi gereken husus, filin işlenildiği tarihte yürürlükte bulunan kanuna suç sayılmamasıdır.

Türk Ceza Kanunun 4. maddesi uyarınca; Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz. Bu nedenle işlediği fiilin suç olduğunu bilmemek kişiyi cezadan kurtarmaz.