SOYADI DEĞİŞTİRME DAVASI

KAHRAMANMARAŞ AVUKAT / NÜFUS DAVALARI

SOYADI DEĞİŞTİRME VEYA DÜZELTME DAVASI NEDİR?

Toplum içinde bir kişiyi diğerinden ayırmaya, o kişinin ferdi ailevi ve siyasi durumunu tayine yarayan birçok özellikleri vardır. Adı, yaşı, cinsiyeti, evlilik durumu gibi… İşte bu özelliklerin tümü, kişinin halini (statüsünü) belirtir. Kişinin hali ve bunları meydana getiren unsurlar, o kimsenin özellikleri olduğundan başkasına devredilemezler. Bir kişinin hüviyetinin tespitinde ilk bakılacak unsur ise o kişinin adı ve soyadıdır. Kişinin adı ve soyadı üzerindeki hak, kişilik haklarının bütün özelliklerini taşır ve mutlaktır; şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup bir başkasına devredilemez.

Soyadı, nesilden nesile intikal eden ve bir kişinin bir soya, bir aileye bağlılığını ifade eden addır ve ya nesep bağı ile ya evlenme ile ya da evlat edinme yolu ile yahut da idari kararla kazanılır. 24 Haziran 1934 tarihinde kabul edilen, 2 Temmuz 1934 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 2525 sayılı Soyadı Kanunu ile kişiye seçerek soyadı kazanma hakkı tanınmıştır. 

Nesep bağı yoluyla soyadının kazanılmasında, evlilik içinde doğan çocuk doğar doğmaz babasının soyadını kazanır. Bu hüküm emredicidir, şu veya bu şekilde çocuğa başka bir soyadı verilmesi mümkün değildir.

Evlilik dışı çocuklardan babaları tarafından tanınanlar veya kişisel sonuçlarıyla babalığa hüküm alınarak babalarına gayrı sahih nesep bağıyla bağlananlar, babalarının soyadını alırlar. Evlilik dışı çocuğun nesebi ana bananın evlenmesiyle düzelmişse çocuk babasının soyadını alır. Evlilik dışı çocuk, babaya gayri sahih nesep yoluyla bağlanmamış ise veya nesebi düzelmemişse ananın soyadını alır. Ana başka bir erkekle evliyse çocuk anasının kızlık soyadını alır.

Soyadı, nüfus kütüğüne yazılmakla belirlenmiş olur. Bir kimse zorunlu olarak taşıdığı soyadını dilediği gibi ve dilediği zaman değiştiremez. Çarpışmakta olan toplumsal yararla kişisel yararın bağdaştırılması için soyadının değiştirilmesi ancak haklı bir sebep bulunması halinde mümkündür. Haklı sebeplerin neler olacağı konusunda belirlenmiş bir kural bulunmamakla birlikte, dürüstlük kuralına göre kişinin o soyadını taşımamakta bir yararı varsa soyadının değiştirilmesine izin verilmelidir.

Ancak edebe aykırı ve gülünç kelime ya da kavramların, aşiret, yabancı ırk ve millet isimlerinin, rütbe ve memuriyet bildiren isimlerin soyadı olarak alınmasına izin verilmez.

Bu davalar soyadının yerine başka bir soyad alınması halinde soyadı değiştirme davası (Acemoğlu soyadının Demir olarak değiştirilmesi); sadece yazım hatalarının değiştirilmesi, harf eklenmesi gibi hallerde ise soyadının düzeltilmesi (Acamoğlu soyadının Acemoğlu olarak düzeltilmesi) davası şeklinde adlandırılmaktadır.

Bu davalarda davacı, kaydın düzeltilmesi isteyen kişilerdir.

Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir.

Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca ‘Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir’. Bu nedenle kişilerin soyadının değiştirilmesi için dava açmaları zaruri olup idari başvuru yolu ile soyadın değiştirilmesi mümkün değildir.

Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği memur huzurunda görülür. İlgili nüfus müdürlüklerine tebligat çıkarılmadan ya da memur huzurunda dava görülmeden karar verilmesi bozma nedenidir.

Soyadının değiştirilmesine karar verilen kişinin soyadı değişikliğinde eşin ve ergin olmayan çocuklarının soyadı da düzeltir.

Dava neticesinde verilen karara karşı nüfus müdürlükleri ve davacılar her türlü kanun yoluna başvurmaya yetkilidir. Bu davalar kamu düzenine ilişkin olduğundan hakim re’sen delil toplayabilir.

Vekilin vekaletnamesinde soyadının düzeltilmesine ya da değiştirilmesine ilişkin özel yetkisinin bulunması gerekir. Genel yetkili vekaletname ile dava açılması halinde bu eksikliğin giderilmesi için süre verilmelidir.

+Gaziantep BAM 1. HD., 2017/1028 E., 2017/1253K. ‘…Somut olayda, dinlenen tanık anlatımlarına göre davacının çevresinde Acemoğlu soy ismi ile bilinip tanındığı, zabıta araştırmasının da bu yönde olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine göre, davacının çevresinde tanınıp bilindiği soy ismini taşımak istemesi haklı neden teşkil ettiği, ad-soyad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerektiği, Türk Medeni Yasasının öngördüğü “haklı neden” bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdirinin; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olduğu,  7039 sayılı yasa ile değişik  5490 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde  “haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir. Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, daha önceden babasına bağlı olarak soy isminin değiştirilmiş olmasının haklı nedenin varlığı halinde yeniden değiştirilmesine engel olmadığı, Yargıtay 18. HD. nin 2015/2497-15357 E.K. sayılı karar sayılı kararının da aynı yönde olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…’

SOYADIN İKİNCİ DEFA DEĞİŞTİRİLMESİ VEYA DÜZELTMESİ MÜMKÜN MÜDÜR?

Daha önce soyadını değiştirmiş bir kişi haklı sebeplerin varlığı halinde daha sonra yeniden soyadını değiştirebilir.

+Yargıtay 18. HD., 2015/2497 E., 2015/15357 K. ‘…Davacı dava dilekçesinde, bazı akrabaları ile sorunlar yaşadığını ve soyadı benzerliği nedeniyle sürekli rahatsız edildiğini ileri sürerek “….” olan soyadının “….” olarak değiştirilmesini istemiş; mahkemece, daha önce isim değişikliği talebinde soyadının değiştirilmesini istemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre adın değiştirilmesi haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Ad ve soyadı düzeltimi davalarının birlikte istenebileceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi önceden soyadının düzeltilmiş olması halinde dahi yeni haklı sebepler ortaya çıktığında soyadı düzeltimi davası açılabileceğinden mahkemece tarafların göstereceği tüm deliller toplanıp, tanıklar dinlendikten sonra davacının isteminin haklı nedene dayanıp dayanmadığının denetime elverişli biçimde dosya içerisine yansıtılması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir…’

SOYADI DEĞİŞTİRME VEYA DÜZELTME DAVALARINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Bu davalarda her türlü delil değerlendirilebilmekle birlikte genellikle tanık beyanları üzerinden hüküm kurulmaktadır.

Soyadın değiştirilmesi için davacıların haklı sebep göstermesi gerekmektedir.

Erkeğin var olan soyadının yanına bir başka soyadı alması mümkün değildir.

Babalık davasında tespit kararı verilse dahi evlilik dışı doğan çocuk annenin soyadını taşır.

Velayet hakkı kendisinde olan annenin çocuğun soyadını değiştirme hak ve yetkisi yoktur.

Boşandığı kocasının soyadı almak isteyen şahıs bu talebini boşanma davasında ileri sürebileceği gibi ayrı bir dava halinde kocası sağ ise ona, ölüm halinde ise mirasçılarına karşı açabilir.

+Gaziantep BAM 1. HD., 2017/1029 E., 2017/1201 K. ‘..Çocuk soyadını evlilik birliği içerisinde doğmuş ise, ailenin yani babanın, evlilik birliği dışında doğmuş, baba ile soy bağı kurulmamış ise ananın, soy bağının ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma yahut mahkeme kararı ile yani babalık hükmü ile kurulmuş ise babanın soyadını almaktadır. Bu düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç şudur. Çocuğun soyadı ana ve babasıyla soy bağı ilişkisini göstermektedir. Bu durumda çocuğun doğumla veya kan bağına dayanan soy bağıyla yahut evlat edinmeye dayanan yapay soy bağıyla kazandığı soyadının velayet hakkına sahip ana, babanın ya da çocuk vesayet altında ise vasisinin talebi ile değiştirilip değiştirilemeyeceği sorunu TMK’nun 321. Maddesi hükmü ve soy bağına bağlanan hükümler esas alınarak çözümlenecektir.

O halde bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde anası ile babasının evli olup olmadığına bakmak gerekir, doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuk doğum tarihinde anası ile babası evli değilse ve baba tarafından tanınmamış ise ananın soyadını alacaktır. Ancak çocuk ergin olduktan sonra TMK’nun 27. Maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir.

Velayet hakkı ana ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani 18 yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Evliliğin velayetin annede olması onun çocuğun soyadını değiştirmesi için haklı bir neden sayılması için hukuki mevzuatta buna cevaz vermemektedir. Bu bağlamda velayet hakkı kendisinde olan annenin çocuğun soyadını değiştirme hak ve yetkisi yoktur. Çocuğun soyadının belirlenmesi velayet hakkı kapsamında olmadığı gibi değiştirilmesi de velayet hakkı kapsamında değildir, zira çocuğun soyadı ister evlilik birliği içerisinde olsun, ister evlilik birliği dışında olsun velayet hakkı sahibi olan ana, baba tarafından belirlenmemektedir. Ana ya da babanın tek başına ya da birlikte çocuğun soyadını belirleme hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Çocuğun soyadı soy bağı hükümlerine göre kanun tarafından belirlenmektedir.

Çocuk reşit oluncaya kadar veya baba Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesindeki koşulları kanıtlayarak soyadını değiştirmedikçe soyadı değiştirme mümkün değildir. Sadece boşanma ve velayet hakkı anneye çocuğun soyadı değişikliği için dava açma hakkı vermez.

Somut olayda; soyadının değiştirilmesi istenen Sedef evlilik birliği içerisinde doğmamıştır ve annenin soyadını almıştır. Soyadının değiştirilmesi istenen çocuğun evlilik içinde doğmadığı, baba olduğu iddia edilen Faruk Kaya tarafından tanınmadığı, baba ile soy bağı kurulmadığı, annenin velayet hakkı anneye çocuğun soyadı değişikliği için dava hakkı vermeyeceği, çocuğun reşit oluncaya kadar soyadını değiştirmesinin mümkün olmadığı halde mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz görülmekle istinaf istemi yerinde görülmekle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ve yeniden esas hakkında kararla davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir…’ 

SOYADI DEĞİŞTİRME VEYA DÜZELTME DAVALARINDA ZAMANAŞIMI NE KADAR?

Soyadı değiştirme-düzeltme davaları zamanaşımına tabi değildir. Bu nedenle her zaman açılabilir.

SOYADI DEĞİŞTİRME VEYA DÜZELTME DAVALARINDA DAVACI VE DAVALI KİMLERDİR?

Soyadı değiştirme-düzeltme davalarında davacı, fiil ehliyetine sahip olan kişidir, kişi reşit değil ise velisi veya vasisidir.  

Davalı da aynı şekilde, yaşını düzeltmek isteyen kişinin yerleşim yeri nüfus müdürlüğüdür.

SOYADI DEĞİŞTİRME VEYA DÜZELTME DAVALARINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

Mahkemelerin görevi dava konusuna göre belirlenir. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalardan doğan her türlü uyuşmazlıklarda genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.

Davacının yerleşim yeri mahkemesi yetkili mahkemedir.